Nurhan TEMİR YÜKSEL / Manavgat Çağlayan Anadolu Lisesi - FİNAL ÜRÜNÜMÜZ hazır "ZAMAN KUTUSU"
Tüm üyelerin katılımıyla Final ürünümüz olan hikayemizi yazdık.Harika bir iş çıkardık.Herkesin emeğine sağlık.
ZAMAN KUTUSU nu okumak için tıklayınız.
ZAMAN KUTUSU
Tuba CENGİZ - Antalya - Ünal Aysal Anadolu Lisesi
Güneş gökyüzünde ışıl ışıl parlıyordu. Yaz mevsimi yavaş yavaş yerini sonbahara bırakırken mahalle çocukları okullar açılmadan son kez doyasıya oyun oynamanın tadını çıkarıyordu. Sokaklarda neşe vardı, kahkahalar parklara taşıyordu. Eylül de arkadaşlarıyla birlikte bu neşeye ortak olmuş, saklambaç oynamaya koyulmuştu.
Koşarak parkın en uzak köşesine gizlenmek isterken bir anda durdu. Karşısında, gelişigüzel atılmış eski eşyalar, buruşturulmuş poşetler ve kırık dökük atıklarla dolu geniş bir çöp yığını vardı. Fakat bu yığının ortasında, güneş ışığını yansıtan bir cisim dikkatini çekti. Ne olduğunu merak ederek yerdeki uzun çubuğu aldı ve çöpleri aralamaya başladı. Çok geçmeden tozlu ve paslı bir metal kutuyla karşılaştı.
Kutunun üzerinde solgun harflerle yazılmış bir cümle görünüyordu:
“Doğaya dost ol, geri dönüştür!”
Eylül’ün kafasında bir sürü soru belirmişti. Bu kutu neden burada, bu haldeydi? Üzerindeki anlamlı mesajla böylesine ilgisiz ve kirli bir yerde ne işi vardı? Rüzgârla savrulan tozlar arasında kutuyu eline aldı. Kutunun başka bir yüzünde silinmeye yüz tutmuş bir yazı daha dikkatini çekti:
“Geleceğim için dönüştürüyorum.”
İçindeki merak gitgide büyüyordu. Ne olduğunu anlamadan duramayacaktı.
***
Nuray DÜNDAR - Antalya - Levent Aydın Anadolu Lisesi
Eylül merakına yenik düştü ve etraftaki kirliliği umursamadan paslı kutuyu çöp yığıntısının arasından aldı. Kutunun kilidi de paslı olduğu için açmakta zorlanmadı. Fakat kutunun içindekiler epey bir hayal kırıklığına uğramasına sebep oldu. Çünkü kutuda çöpten farkı olmayan eşyalar dışında kayda değer hiçbir şey yoktu ya da o öyle olduğunu sanmıştı. Doğanın dostu olmamızı söyleyen yazılı kutunun içinden pek de doğa dostu olmayan şeyler çıkması, Eylül’ü çok üzmüştü ve bu durumu garipsemişti de. Kim neden hem geleceğimiz için dönüştürmemizi isteyip, hem de doğaya zararı olacak bu eşyaları buraya koymuştu? Eylül’ün merakı daha da arttı ve kutunun içindekileri incelemeye başladı ama boş bir cam şişe, paslı ve uzun bir çatal, sayfaları buruşturulup yırtılmış bir defter, kullanılması imkânsız hale gelmiş bir kulaklık, bozuk cep telefonu ve bir CD’den başka hiçbir şey göremedi. Bir annenin çocuğunun eski eşyalarını atmış olabileceğini düşündü ve kutuyu bulduğu yere geri bırakmak için yürümeye başladı. Yürürken kutunun içindeki eşyaların üzerinde bazı yazılar fark etti.
***
Celal YILDIZ - Antalya - Özel Yeryüzü Anadolu Lisesi
Defterin kapağındaki üç tane ok işareti kullanılarak oluşturulan geri dönüşüm sembolü Eylül’ün dikkatini çekti. Merakına daha fazla dayanamayan Eylül kutuyu yere bırakarak defteri kutunun içinden çıkardı ve ilk sayfada büyük puntolarla yazılmış uyarı mesajı dikkatini çekti. Uyarı mesajında “ Geri dönüştüremiyorsan ileri dönüştür.” yazıyordu. Geri dönüşüm hakkında bilgi sahibi olan Eylül, “ileri dönüşüm”ün ne olduğu hakkında pek de bilgi sahibi değildi. Belki de aradığı cevapları bu defterde bulacaktı. Bu duygu ile hemen diğer sayfayı çevirdi. Diğer sayfada ise “Çöpe atma, hayata kat!” diye bir yazı yazıyordu. Eylül’ün merakı iyice artmıştı ve bir sayfa daha çevirdi. O sayfada da “Küçük şeyler dünyayı değiştirir.” diye bir not daha yazıyordu. Eylül’ün kafası iyice karışmıştı. Eylül bir sayfa daha çevirdi ve aradığı cevap hakkında bir ipucu yakaladı. Açtığı sayfada basit bir şekilde çizilmiş ve kullanılmış bir konserve kavanozunun kalem kutusuna dönüştürülmesini gösteren bir resim vardı. Evet, resim basitti ama o resmin verdiği mesaj çok önemliydi. Eylül diğer sayfalara da göz attı. Defterin başından sonuna kadar kullanılmış malzemelerin yeniden kullanılması ile ilgili çizimler vardı ve bu çizimler aslında kullanılmış malzemelerin çöp olmadıklarını biraz çaba ile çok daha güzel eşyalara dönüştürülebileceğini gösteriyordu. İşte, tüm bu çizimleri inceledikten sonra defterin ilk sayfasında yazan “Geri dönüştüremiyorsan ileri dönüştür.” yazısının anlamını çözmüştü. İleri dönüşüm, kullanılmış malzemeleri yeniden kullanarak onları yeni eşyalar haline getirmekti. Eylül kafasında oluşan bir sürü ileri dönüşüm fikri ile defteri tekrar kutuya koydu. Kutunun içinde ayna gibi parlayan CD’yi eline aldı.
***
Çiğdem GEBİÇ - Artvin - Kazım Karabekir Anadolu Lisesi
Merakı iyice artmıştı çünkü CD’ nin içinde de bir şeyler olabileceğini düşündü. Eylül kutuyu alıp hızlıca evine gitti. CD’ yi çalıştırmak için evdeki eski bilgisayarı açtı. Bilgisayar biraz uğraştırsa da sonunda CD’ yi açabildi. Ekrana bir çocuk yüzü yansıdı. Kendinden emin, bir şeyleri başarabilme hevesiyle dolu bir sesi vardı. Sözleri çok net ve kararlıydı. Yararlı olabilmenin gururuyla ağzından kelimeler vurgulu ve belirgin çıkıyordu. Çocuğun ağzından çıkan sözler Eylül’ün kulağında yankılanıyordu: “Merhaba! Belki bu CD’ yi açan kişi beni tanımıyor ama bu mesajı merakla ve önemseyerek dinlediğini biliyorum. Ben bu kutuyu senin için hazırladım. Belki sen geleceğin kahramanısındır. Kullan-at değil, dönüştür-kazan anlayışıyla geleceği inşa edebiliriz. Mesela eski kotlardan çanta, cüzdan ya da kalemlik yapabilirsin. Küçülen ya da yırtılan tişörtlerden temizlik bezi, yastık kılıfı ya da saç bandı yapabilirsin. Kırık sandalyeleri saksıya ya da askıya dönüştürebilirsin. Pet şişelerden veya teneke kutulardan saksı yapabilirsin. Gazete ve dergilerden duvar süsleri, hediye paketleri yapabilirsin. Unutma ki eskinin değeri, hayal gücünde yeniden can bulur. Yeni nesillere daha iyi bir dünya bırakmak için lütfen dünyamıza sahip çık. Dünyada var olmuş ve tükenmesi mümkün olan birçok maddeye ikinci şans ver. Yaratıcılığının ortaya çıkardığı yeni tasarımlar oluştur. Kullanılmış ama bir köşeye atılmış parçalardan farklı ürünleri doğaya kazandır. İleri dönüştür, paylaş, dikkat et, gelecek senin ellerinde!” Eylül bu anlamlı sözlerin karşısında donakaldı. Bu eski CD yıllar öncesinden gelen bir yardım çağrısıydı. İleri dönüşüm şimdi daha da anlamlı hale geliyordu. Eylül’e. CD’ ye baktıkça ileri dönüşüm hakkında bilinçlenmeye başladığını hissetti. O heyecanla kutunun içinde başka neler olabileceğini düşündü ve kutuya yöneldi. Daha sonra kutuyu incelemeye başladı. Birçok eski eşyanın ona baktığını gördü. Önceden bu eşyalar onun için değersizken artık daha anlamlı hale gelmişti. Tek tek her eşyayı incelemeye başladı.
***
Levent ÖZREMİR - Antalya - Kemer AIHL
Her eşyanın üzerinde silik yazılar veya semboller vardı: Cam şişede “temiz su”, çatalda “İsrafı durdur!”, kulaklıkta “Doğayı dinle!”, telefon ekranında ise “Sesi doğaya ver!” yaziyordu.
Eylül artık eşyalara bakarken üzerlerinde neler yazdığına dikkatle bakiyor, onları nasıl kullanabileceğini hayal ediyordu. Cam şişeler artık içme suyunu içebileceği birer bardağa dönüştü gözünün önünde. Yemek yerken tabağına yiyebileceği kadar tabağına koymaya başladı; çatal ise sessizce israf etmemesini hatırlatıyordu. .
Doğada yürürken dinlediği müzikler yerine artık doğanın seslerini dinliyordu. Kuş sesleri, yaprak sesleri, rüzgar sesleri birer şarkı olmuştu onun için.
Bu seslerin daha da çoğalmasını, herkesin onları kendi gibi duymasını, herkesin de kendi gibi düşünmesini sağlamak için düşüncelerini ve yapacaklarını başkalarıyla paylaşmaya karar verdi.
Telefonu çaldığında doğayı dinleyip neler yapması gerektiğini düşünmeye başladı
***
Habil BAYRAMLI - Azərbaycan - Quba, Amsar kənd tam orta məktəbi
Məktəbimizin 9-cu sinif şagirdi Eylül bir gün məktəbə gəlib dostlarını topladı. O, özü ilə gətirdiyi bir qutunu açdı və içindəki köhnə əşyaları onlara göstərdi. Qutuda plastik butulkalar, kağız parçaları, köhnə qapaqlar və artıq istifadə olunmayan alüminium qablar var idi. Aytac dedi ki, bu əşyalarla nə isə faydalı bir iş görmək olar. Uşaqlar həmin əşyalardan ilhamlanaraq müxtəlif çevrə dostu ideyalar irəli sürdülər. Məsələn, plastik butulkalardan çiçək qabı düzəltmək fikri ortaya çıxdı. Köhnə qapaqlardan mozaika şəkillər hazırlamaq qərara alındı. Bəziləri kağız parçalarından təkrar emal dəftərçikləri düzəltmək istədi. Bu fəaliyyət uşaqlarda həm yaradıcılığı, həm də ətraf mühitə qarşı məsuliyyəti artırdı. Beləliklə, onlar tullantıların da faydalı ola biləcəyini anladılar.
***
Nurhan TEMİR YÜKSEL - Antalya - Manavgat Çağlayan Anadolu Lisesi
Bütün öğretmenler ve öğrenciler neler yapabiliriz, hangi malzemelerle iyi sonuçlar çıkarabiliriz diye düşündüler ve atıklardan faydalı eşyalar üretmeye karar verdiler.
Öncelikle bütün okulun katkısı olması için okuldaki öğrencilerden evlerinde olan kullanmadıkları malzemeleri getirmeleri istendi. Karşılaştıkları sonuç şaşırtıcıydı çünkü beklenilenden fazla destek gelmişti. İp, plastik kova, boncuk, oyuncak, yumurta kolisi, kumaş parçaları ve kullanılmayan birçok eşya getirilmişti. Herkes çok heyecanlıydı ve yeni malzemeleri dönüştürmek için sabırsızlanıyordu. Herkesin aklından yaratıcı fikirler geçiyordu.
Eylül arkadaşları ile birlikte görev dağılımı yaptı ve kullanılacak malzemeleri dağıttı.
Uzun çabalardan sonra yeni ürünler ortaya koymuşlardı. Yumurta kolisinden çiçekler, yoğurt kovalarından boy boy saksılar, plastik kaşıklardan süslenmiş bir ayna, deforme olmuş konserve kutularından kalemlik, plastik şişe ve kapaklarından oyuncak araba, eski kumaş parçalarından bez bebek yaptılar. Boncuk, düğme, vida, ip, takı vb. küçük materyalleri sanatsal uyum içerisinde bir araya getirerek harika bir dekoratif tablo tasarladılar. Hele eski bir hasır şapkadan avize yaptılar ki inanılmazdı.
Bu süreçte herkes hem çok eğlendi hem de dünyamıza katkıda bulunmanın mutluluğunu yaşadı. Ayrıca Eylül ve arkadaşlarının yaptıkları, tüm okul öğrencilerinde ileri dönüşümle ilgili farkındalık yarattığı için çok anlamlıydı.
***
Sehla EMİRASLINOVA - Azərbaycan - Küba, 1 gün tam orta maç
Mahalledeki eski bir dükkânı temizleyip dönüştürerek “İkinci Şans Sergisi” açtılar. İnsanlar hayranlıkla çocukların ürünlerini inceledi. Eylül və dostları o qədər gözəl işlər eləmişdilər. Artıq tullantı məhsullarına lazımsız bir şey kimi deyil, faydalı ola biləcək, geri dönüşdürülə bilən bir məhsul kimi baxırdılar. Artıq onlar üçün tullantı deyə bir məfhum yox idi.
Geri dönüşdürülmüş məhsullar həddən artıq çoxalmışdır. Uşaqlar bunları necə dəyərləndirəcəklərini düşündüler. Eylül sərgi təşkil etməyi və daha çox insanın geri dönüşümə bağlı məlumatlanmasına vəsilə ola biləcəklərini söylədi. Bu fikir uşaqların çox xoşuna gəldi. Bəs sərgini harada təşkil ettilər? Uyğun məkan necə taptılar? Eylülün məhlədən dostu Gülər məhlələrində boş dükan olduğunu bildirdi. Dükanın sahibi Arif əmi atası ilə dostdur. O yaxşı adamdır. Dükanı onlara verdi.
Doğrudan da Gülərin dediyi kimi oldu. Dükan köhnə olsa da Eylül və dostları buranı da gözəlləşdirməyi bacardılar. Dükanda açdıqları sərginin də adını" İkinci şans sərgisi" qoydular. Hər kəs gəlib sərgiyi maraqla və heyranlıqla izlədilər. Gör bizim tullantı deyib atdığımız məhsullardan nələr hazırlamaq olurmuş. Hamı uşaqlara " Afərin" dedi.
***
Ülkü KIVANÇ - Ankara - Altındağ Mehmet Akif Ersoy Anadolu Lisesi
Gelecekten Gelen Mektup
Park artık çocukların sadece oyun oynadığı bir yer olmaktan çıkmıştı. Rengârenk lambalar, çiçekliklerle süslenmiş köşeler, geri dönüşüm panoları ve doğa mesajlarıyla donatılmış bir çevre bilinci alanına dönüşmüştü. Her yeni gün, Eylül ve arkadaşları için yeni bir fikir, yeni bir dönüşüm anlamına geliyordu. Artık çevreye zarar veren değil, ona katkı sunan küçük kahramanlardı hepsi.
Eylül’ün öncülüğünde başlatılan kampanya mahallede hızla yayıldı. Çocuklar kendi geri dönüşüm kutularını süsleyip, içine sadece malzeme değil, aynı zamanda umutlarını da koymaya başladılar. Her kutunun üstünde farklı bir mesaj yer alıyordu:
“Dönüştür, değiştir, geleceği güzelleştir.”
“Bir çöp, bin umut olabilir.”
“Sen de bir iz bırak ama doğaya zarar değil, katkı izi!”
Okuldaki öğretmenler de bu harekete dahil oldu. Görsel sanatlar öğretmeni kutuları sergiye hazırlarken, fen bilgisi öğretmeni geri dönüşümün bilimsel yönünü anlattı. Türkçe öğretmeni, öğrencilerin kutulara çevre temalı mektuplar ve şiirler koymasını önerdi. Böylece “Zaman Kutusu” fikri büyüdü, çoğaldı ve bir çevre hareketine dönüştü.
***
Yıldız KANAL KUZU - İskenderun Mavi Vatan Spor Lisesi
Eylül ve arkadaşlarının başlattığı bu çevre hareketi hızla büyürken, Eylül’ün aklında hep o ilk bulduğu kutu ve içinden çıkan mesajlar vardı. O kutu sayesinde fark ettikleri bu dönüşüm yolculuğunu gelecek nesillere bir iz olarak bırakmak istiyordu. Bir gün okulun bahçesinde arkadaşlarını topladı ve heyecanla fikrini paylaştı:
“Biz de kendi ‘Zaman Kutumuzu’ hazırlayalım. İçine, bugüne kadar öğrendiğimiz her şeyi, umutlarımızı ve yaptığımız dönüştürülmüş küçük eşyaları koyalım. Belki bir gün başka çocuklar bu kutuyu bulur ve doğaya nasıl sahip çıktığımızı görürler.”
Eylül ve arkadaşları, buldukları eski kutudan aldıkları ilhamla bu fikir üzerinde heyecanla çalışmaya başladılar: Gelecek için kendi zaman kutularını hazırlayacaklardı. Artık çevreye karşı daha bilinçliydiler ve bu bilinci başkalarına da aktarmak istiyorlardı. Bir araya gelip hemen çalışmalara başladılar ve renkli kâğıtlara doğaya dair umut dolu mektuplar yazdılar:
“Sevgili geleceğin çocuğu, umarım sen de doğayı seviyor ve koruyorsundur…”
“Unutma, her eşya yeni bir hayata kavuşabilir. Hayal gücünü kullan!”
Ardından dönüştürdükleri küçük eşyaları kutuya yerleştirdiler: pet şişeden yapılmış bir minik vazo, eski CD’den yapılmış parıltılı bir süs, kumaş artıklarından dikilen bez bir kitap ayracı ve konserve kutusundan hazırlanmış bir kalemlik. Kutunun kapağına ise hep birlikte karar verdikleri cümleyi yazdılar:
“Bu kutuyu kim açarsa doğaya bir iyilik yapmayı unutmasın.”
***
Şencan YİĞİT- Antalya Çağlayan Anadolu Lisesi
Yıllar yılları kovaladı. Bir yaz sabahı ellerinde eldivenle etrafı gezinen iki küçük kız, toprağın aşınması nedeni ile yüzeyde belli olan çok eskiden gömülen kutulardan birine rastladılar. Bunun üzerine kutuyu çıkarmaya karar verdiler, tedirgin bir halde olsalar da sonunda kutuyu gün yüzüne çıkarmayı başardılar. Kutuya daha da yakından bakınca kızlardan biri kutunun üstünde bir yazı olduğunu gördü ancak yazı okunmayacak derecede silinmişti. Bunun üzerine kızlar kutuyu alıp eve gitmeye karar verdiler, evdekilerin tepkileri onları heyecanlandırmaya başladı. Eve geldiklerinde ilk önce salonun baş köşesinde uyuklayan babaannelerinin yanına gidip kutuyu gösterdiler. Uyumaktan gözleri küçücük olan babaannenin uykusu bir anda kaçmıştı, gözlerini büyüterek kutuya bakıyordu, çünkü bu yıllar önce gömdüğü geri dönüşüm kutusuydu . Eylül babaanne duygulandı ve torunlarına yaşadığı şeyleri anlatmaya başladı. Günün sonunda hep birlikte yeniden ve tekrardan evdeki atık malzemeleri geri dönüştürmek için toplamaya koyuldular. Küçük kızlar, sabah erkenden ellerinde eldivenle atık malzeme aramaya çıkmışlardı çünkü Eylül babaanenin torunlarına verdiği bir görevdi.
-Son-
Yorumlar
Yorum Gönder